Cemaat ve tarikat mensuplarının birbirlerine karşı nasıl davranması gerektiği ile alakalı Risale-i Nur’da geçen bir yerin (20. Lema, 2. Sebep) kısa bir şerhini yaparak konuyu açmaya çalışacağız.
- Müspet/pozitif hareket etmek. Yani işi ve gayreti, meşguliyet ve fikri kendi cemaati ya da tarikatını sevme, vazifelerini yapma ve Allah’ı razı etmek için gayret etmek olmalıdır. İşi gücü başkalarının eksik ve kusurlarını görmek, diğer cemaat ve tarikatleri, mensup veya liderlerini eleştirmek olmamalı. Kısaca kendi gittiği yolda Kuran ve iman hizmeti ile uğraşmalı.
- İslamiyet içinde olmak şartı ile (İslamın esasına uymayan, başörtüsüne füruat diyen, Muhammeden Rasülullah demeden cennete gidileceğini iddia eden ve benzerleri hariç) nasıl bir yöntem veya tarz ile hareket ediyor olurlarsa olsun diğer tarikat veya cemaatlerle muhabbet ve ittifak (birliktelik) vesilesi olacak bir çok ortak payda bulunduğunu düşünüp ittifak etmek, bir araya gelip farklılıkları bir kenara koymak ve birlikte Kurana ve milletin imanına hizmet edebilmek.
- Kendisini hak bir yolda gidiyor bilen her cemaat veya tarikat mensubu, kendi gittiği yolun en güzel veya en doğru yol olduğunu söyleyebilir. Fakat insaf gereği diğerlerinin hak olmadığını veya çirkinliğini ima ederek sadece kendi mesleğinin doğru veya güzel olduğunu söyleyemez.
- Allahın yardımını kazanmanın ve dinin izzet ve şerefini koruyabilmenin, hak ehli diğer tüm cemaat ve tarikatlarla ittifak ederek, omuz omuza vererek mümkün olabileceğini bilmek.
- Din, vatan ve millet olarak düşmanlarımızın kendi aralarındaki dayanışmaları ile ve hep beraber topyekün ortak akıl ve ortak ruhla saldırdığı bir zamanda, buna karşı bireysel olan mukavemetin (karşı koymanın) mağlup olacağı gerçeği ile hak ehli tüm cemaat ve tarikatlerin hep birlikte aynı şekilde ortak akıl ve ruh oluşturmaları ve yek vücut karşı koymaları.
Okumaya devam et Cemaat ve Tarikat Mensupları Birbirlerine Nasıl Davranmalı ?