Süper güç denince hepimizin aklına malum birkaç ülke geliyor. Evet, salt güç anlamında bu sonuç normal. Peki şunu sorsak, güç ne için olmalı, neye hizmet etmeli, gücün neticesi ne olmalı. İşte bu sorular güç ve süper güç kavramlarının zihinsel karşılığını değiştirebilir, değiştirmelidir de.
İngiltere merkezli Kalkınma İnisiyatifleri Örgütünün Küresel İnsani Yardım 2018 Raporu’na göre dünyanın en cömert, yardımsever ülkesi Türkiye seçildi.*
Geçtiğimiz günlerde ülkemiz malumunuz dünyanın en çok yardım yapan ve cömert ülkesi ilan edildi. Gerçekten övünülecek ve gururla karşılanacak, şükredilecek harikulade bir başarı. Bu başarıda emeği geçen herkesi tüm yüreğimle kutluyorum. Gelelim konunun süper güç kavramı ile olan ilişkisine.
Başlığı ilk bakışta eminim çoğu kişi abartılı ve gerçekten uzak görecektir. Lakin insani ve vicdani bir takım değerler ekseninde konuya bakabilirsek bu iddianın bırakın uzak olmasını, tam da üzerine basıp layıkıyla hakkını verdiğimizi kabul edecektir.
Efendim uzatmadan yukardaki sorulara insani ve vicdani bir bakış açısıyla bir bakalım. Hayatımızda zengin ve imkan sahibi olup en çok takdir ettiğimiz kimseler kimlerdir? Gücü ve zenginliğini çıkarları ve menfaati için kullanıp sadece kendisi için mi seferber edenlerdir, veya bu gücünü, imkanlarını çevresine zulmetmek, kötülük yapmak için mi kullananlardır? Yoksa sahip olduğu tüm imkan ve zenginliklerini insanlara, çevresine, hatta hayvanlara faydalı olarak seferber edenler, vicdanı ile hareket edip zor durumda olan herkese yardım etmek için gayret edenler midir?
Bu yaklaşımımızı ülkeler için uyarlarsak, elinde tuttuğu tüm imkan ve gücün çoğunu dünyaya zulmetmek için kullanan, dünyada hemen hemen her noktada kan, gözyaşı ve kaosun baş sorumlusu Amerika’nın süper güç olması insanlık ve vicdan ekseninde ne kıymet ifade ediyor? Dünyada Amerika’nın bir yere girmesinden kaç insan mutlu olur ve huzur bulur. Dünya halkları nezdinde başta Amerika ve diğer süper güç ülkeler ne oranda insanlık umudu ve huzuru için bir kıymet ifade etmekteler?
Gelelim bizim ülkemiz Türkiye’mize. Özellikle son 10-15 yılda elde ettiği ekonomik güç ve zenginliklerle dünyada en çok dikkati çeken ülkemiz, her fırsatta ve anda elindeki imkanı, gücü ve zenginlikleri mazlum mağdur ve muhtaç insanlara seferber etmekte zerre tereddüt etmediği gibi, bu alanda dünyaya bir insanlık dersi vermiş, onur ve gurur duyacağımız bir noktaya gelerek dünyada en cömert, yardımsever ülke olmuş ve insanlığa umut kaynağı haline gelmiştir.
Şimdi sizce bu mantaliteye göre dünyanın 1 numaralı süper gücü kimdir, hangi ülkedir. İşte İngiltere kökenli kalkınma inisiyatifleri örgütünün raporu ortadadır. Bu rapora ve vicdani-insani değerlere göre Türkiye kesinlikle dünyanın en hayırlı süper gücüdür. Konuya bir de askeri güç ve adalet-merhamet ekseninde bakarsak zaten en büyük güç Türkiyedir, zira dünyada en güvenilen asker Müslüman Türk askeri, en adaletli merhametli ordu Müslüman Türk ordusudur. İşte son günlerde yaptığımız Suriye harekatlarında bir çobanın yabancı gazetecilere “Türklerden korkmuyor musunuz” eksenindeki sorusuna cevap niteliğinde söylediği “biz Türklerden korkmayız, zira Türklerle dostuz, korkmamıza gerek yok, fakat siz dost değilseniz korkmanız gerekir” sözü, adalet ve gücümüzün açık delili değildir de nedir. Dünyada herhangi bir ülkenin bayrağından sonra o ülkede en çok taşınan bir bayrak, o bayrakla güven içinde en fazla noktada gezebilen başka bir millet var mıdır. Fırat Kalkanı, Afrin ve son olarak Kandil harekatlarında bölge halkı için geliyor olmasına en çok sevinilen başka bir asker var mıdır. İşte bu süper güç değil de nedir. Maddi imkan ve silah anlamında Türkiye’nin çok üzerinde olmasına rağmen ABD’nin en sevilmeyen en nefret edilen askeri ve ordusunun, arkasındaki devlet ve ülkesinin bu pozisyonuyla süper güç olması ne kıymet ifade etmektedir. İnsanlığa zararından çok ne faydası vardır.
Gelin artık şu özgüven eksikliğimizi bir kenara bırakalım ve gerçek anlamda sahip olduğumuz gücümüzün, kuvvetimizin, adalet ve merhametimizin farkına varalım. Değişen ve gelişen dünyada bu değerlerin ne kadar önemli ve belirleyici olduğunu bilelim, kıymetini anlayalım ve tarihi misyonumuzu kavrayıp silkelenelim. Unutmayalım ki bir gün gelecek, süper güç diye insanlığa yutturulmaya çalışılan güç odakları ve ülkelerin bir bir yıkıldığını görecek, güç ve imkanlarını hak, adalet ve insanlık için tereddütsüz sarfeden ülkemiz hakettiği noktaya gelecektir. Gayret bizden, muvaffakiyet ve başarı Allah’tandır.