Bilmem dikkatinizi çekti mi, benim son dönem benzer kamu yöneticisi ziyaretlerim ve görüşmelerim arttıkça bir detay dikkatime takılmaya başladı. O da şu, kamu yöneticileri inanılmaz bir ziyaretçi trafiği altındalar. Öyle ki bazen sırada bekleyen bir sürü insan, bürokrat ya da işi düşmüş bir vatandaş. Biri çıkıyor biri giriyor. Bir de aynı kamu yöneticisinin özel günler veya bir başka bürokratik konu dolayısı ile diğer kamu yöneticilerine yaptığı ziyaretleri de işin içine katarsanız işin vahameti daha da net ortaya çıkmış oluyor.
Tabi ki ziyaret hiç olmasın demiyoruz ama bizim takıldığımız nokta şu ki, bu değerli kamu yöneticisi yönetmekte olduğu kurumla ilgili hangi ara ve zamanda iş üretecek, karar alıp uygulayacak, ne zaman ekibi ile vakit bulup ta gerekli istişareleri yapıp sorumlu olduğu kurumun hem sorunlarını efektif olarak çözecek hem de geliştirerek vatandaş yararına ve devlet düzeni için artı değer ortaya koyabilecek.
Diyelim ki bir kuruma yeni bir yönetici atandı veya yerel yönetime seçimle bir başkan geldi. Bu ilk 2-3 aylık en kritik geçiş döneminde yaşayacağı hayırlı olsun ziyaretleri furyası yüzünden herhalde başkan olduğuna olacağına pişman oluyordur. İlçe tarım müdüründen, orman müdürüne, milli eğitim müdüründen kaymakamına, müftüsünden emniyet amiri ve jandarma komutanına, milletvekillerinden diğer belediye başkanlarına, üniversite rektörlerinden cumhuriyet başsavcısına, stk temsilcilerinden hatırlı işadamı veya vatandaşa, parti başkanlarından meslek oda başkanlarına kadar akıl almaz çoğunlukta ve yoğunlukta ardı arkası gelmeyen, bitmek nedir bilmeyen ziyaret ritüelleri. Bu hayırlı olsun döneminden sonra da tabiki rutin ziyaretler yine değerli yönetici veya başkanın yakasını bırakmaz, sürer gider.
Öyle tahmin ediyorum ki bu kamu yöneticisi veya başkanların vaktinin neredeyse büyük kısmını, siz diyin yüzde yetmişini, ben diyeyim yüzde seksen doksanını bu ziyaret ve protokol akışı işgal etmiş durumda. Bu durumda bu yönetici veya başkan ne ara çalışıp proje üretecek, ne zaman ekibiyle çalışacak, hangi vakit aralığında vatandaş için çözümler geliştirecek.
Efendim konu ile ilgili yaşadığım bir olay şöyle. Bundan yaklaşık 15 yıl kadar önce işlerimi halletmek için bir ilçe belediyesinde idim. Biraz beklemem gerekince belediyenin girişindeki lobide koltuğa oturup dergileri okuyarak vakit geçirmeye başlamıştım. Birazdan ani bir telaşla belediyedeki tüm çalışanlar kendisini dışarı atmaya başladılar. Ne oluyor filan derken vali beyin belediyeye ziyaret için gelmek üzere olduğunu öğrendim. Aşağı inip baktığımda tüm belediye personelinin yan yana sıralanıp vali ile tokalaşmak için hazırolda beklediğini gördüm. Küçük bir şaşkınlık evresinden sonra “ne alaka, bu kadar memur işini gücünü bırakıp neden vali için aşağıda hazırola geçti ki” diye hayıflandım. Meğer hep böyle yapılırmış. Hasılı kelam bırakın ziyarete gelen valinin sadece belediye başkanını ziyaret edip vaktini almasını, tüm belediyeyi yarım saatliğine işgal ettiği gerçeği hayli kavramakta zorlandığım bir konu olarak zihnimim bi köşesini hala kemirmeye devam etmekte.
Kısaca değerli kamu yöneticilerimiz ve yerel yönetimlerin başkanları bu ziyaret trafiği meselesinde benim gözlemlediğim kadarıyla hayli problem yaşıyorlar. Değerli vakitlerinin önemli bir kısmı böyle son kertede kıymet ifade eden bir konu yüzünden işgal edilmiş durumda. Hoş, probleme maruz kaldıkları kadar sistemin bir parçası olarak onlar da bu değirmene su taşıyorlar isteyerek ya da istemeyerek. Verimli şekilde kullanılması gereken zamanın her şeyden kıymetli olduğu şu dönemde kamu yöneticilerimizi bu gizli tehlikeye karşı uyarıp tedbir almaları için konuya dikkat çekmek istedim. Yoksa kaybedilen her saat milletin istifade edeceği bir kazanıma dönüşmek yerine, gereksiz bir ritüel olarak hepimize zarar vermeye devam edecek.
Bir Çözüm Önerisi
Yukarıda bahsettiğimiz ziyaret trafiğini şimdilik ortadan kaldıracak bir tedbir uygulamak zor ve biraz da sıkıntılar doğurabilir. Bunun yerine belki radikal gelebilir ama şahsen uygulayıp ciddi anlamda faydasını gördüğüm bir metodu önereceğim değerli kamu yöneticilerimize. Teknik çok basit ve kesinlikle etkili. Şöyle ki, haftanın en az bir kaç gününde mümkünse tamamında sabah saat 6 gibi kalkıp çalışılan kamu dairesine giderek çalışmaya başlanması yeterli. Sabah saat 10:00’a kadar zaten yoğunluk başlamadığı için günün en bereketli ve sessiz saatlerinde
günlük ortalama en az 2-3 saat kadar kurumun işlerine yönelik çalışılması çok ciddi kazanımlara dönüşecektir diye düşünüyorum.
Erken kalkılması dolayısı ile öğle saatlerinde maruz kalınan uykuyu dağıtıp yeniden bir zindelik yakalamak için de gün ortasında yarım saatlik bir kestirme yapılabilir. Bu sayede günün öğleden sonraki kısmında etkili bir performans ortaya konmuş olacaktır. Tabi bu tavsiyemiz sadece kamu yöneticileri için değil, özel sektör yöneticileri için de kesinlikle geçerli ve faydalı.
Hasılı kelam kamu kuruluşlarında görev yapan kamu yöneticileri maruz kaldıkları ziyaret trafiği yüzünden kaybettikleri vakitlerini telafi etmek için sabah 6:00 gibi kalkıp görev yerlerine ulaşarak çok değerli bir kazanım elde edebilirler. Ne demiş atalarımız, erken kalkan yol alır. Erken kalkıp bereket ve esenlikle geçireceğiniz günler dileği ile.